Yoğurt
A-
A+
Play
Facebook icon
Twitter icon
Printer icon
Email icon
Yoğurt

Son yıllarda yüksek kan kolesterolü ile belirlenen koroner kalp hastalığı yetişkin nüfusta ölüm nedenlerinin başında yer almaktadır. Deney hayvanları ve insanlar üzerinde yapılan araştırmalar, yoğurt alımının kan kolesterolünün denetim altında tutulmasında yararlı olduğunu göstermektedir. Yoğurdun bu etkisi içerdiği yararlı bakterilerin karaciğerde kolesterol sentezini ve kalın bağırsaktan kolesterol öncüsü öğelerin kana geçişini azaltmalarıyla ilgili olduğu sanılmaktadır. Yoğurt içerdiği kalsiyum nedeniyle kalp-damar hastalıklarının önemli risk faktörü olan yüksek tansiyonun denetiminde de yarar sağlamaktadır. Özellikle birçok yemeğimizin önemli sosu olan sarımsaklı yoğurdun tansiyonun denetiminde yarar sağladığı görüşü kabul görmektedir. Yoğurttaki yararlı bakteriler uzun süre kalın bağırsakta yerleşmediklerinden yararlı etkinin görülebilmesi için her gün bir miktar yoğurt tüketilmesi gerekmektedir. Kalp-damar hastalıklarının risk faktörlerinden biri doymuş (katı) yağın çok tüketilmesidir. Beslenmede doymuş yağı azaltmak için yağı azaltılmış süt ürünlerinin üretim ve tüketimi her geçen gün artmaktadır. Bu nedenle kalıtımsal olarak kalp-damar hastalıklarına yatkın ve kan kolesterolü yüksek olanların yağı azaltılmış yoğurt tüketmeleri uygun olur.

Yoğurt içerdiği kalsiyum ve yararlı bakteriler sayesinde toplumda Önemli bir sağlık sorunu olan kalın bağırsak kanserinin önlenmesinde de yardımcıdır. Yoğurdun bu etkisinin görülebilmesi için günlük beslenmede yoğurtla birlikte kuru baklagiller, beyazlatılmamış tahıl ürünleri, sebze ve meyveler gibi posalı (lifli) besinlerin de yeterince yer alması gereklidir.

Özet

Son yıllarda, besinler, içerdikleri besin Öğeleri kadar insan sağlığına özel etkileri yönünden de değerlendirilmektedir Bu değerlendirmeler sonucu bazı besinler ‘’İşlevsel besinler” olarak sınıflandırılmaktadır Yoğurt bu grup besinlerin başında yer almaktadır.

Yoğurt, sütün mayalandırılmasıyla elde edilen bir üründür. Tarihçilerin çoğunluğu süt mayalandırma tekniğinin Orta Asya’da yaşayan göçebe topluluklar tarafından geliştirildiği konusunda görüş birliği içindedirler. Bu topluluklar neolitik çağın başında hayvandan süt sağmayı öğrenir öğrenmez kolay bozulan sütü mayalandırarak daha dayanıklı yoğurda dönüştürmeyi keşfetmişlerdir Buradan batıya, kuzeye ve güneye göç eden Türkler yoğurt yapma alışkanlığını Anadolu’ya, Kafkaslara, Rusya’ya ve Avrupa’ya taşımışlardır. Yoğurt yıllar boyu Türkiye halkının geleneksel ev teknolojisiyle ürettiği, değişik şekillerde saklayarak her mevsimde yiyecek ve içecek olarak tükettiği temel besinlerden biridir.

Mikrobiyoloji biliminin gelişimiyle sütün mayalanmasında rol alan mikroorganizmalar tanınmış, Türklerin yoğurt yapımında kullandıkları damızlığın (bir kısım eski yoğurt) yerini laboratuarlarda üretilen laktik asit bakteri kültürü almış ve ticari yoğurt üretimine geçilmiştir. Yoğurtta bulunan bakterilerin ishalli hastalıkları önlediğinin ve iyileştirdiğinin yayınlanmasıyla, başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada yoğurt üretim ve tüketimi yaygınlaşmıştır. Son yıllarda, yoğurdun ishalli hastalıklar yanında, kalp-damar hastalıkları ve kalın bağırsak kanserinden korunmada da yararlı olduğu araştırmalarla ortaya konmuştur. Günümüzde uluslararası büyük şirketler tarafından farklı damak tatlarına cevap verecek türde yoğurt üretimi yapılmakta ve tüketimi her geçen gün artmaktadır. Böylece Türklerin icadı yoğurt küreselleşen bir besin olmuştur.

Kaynaklar

  1. Annon Tetra Pak Magazine No:71 Bakteria — Our friends and enemies. AB 
    Tetra pak Lurıd Sweeden, 1990.
  2. Baysal A., Beslenme Kültürümüz, Kültür Bakanlığı Yayınları, II. Baskı, Ankara 1993.
  3. Oğuz B., Türkiye Halkının Kültür Kökenleri I.Giriş, Beslenme Teknikleri,
    İstanbul, 1976.
  4. Tannahil R., Food in History, Paladin frogmore Eyre Metuyun Ltd UK, 1975.
  5. St Onge M-P, Formworth E, Joner JH. Consumption of fermented dairy
    products: effects on cholesterol concentrations and metabolism, American
    J. ClinicaI Nutrition 71: 674, 2000.
    (Türk Halk Kültürünü Araştırma ve Tanıtma Vakfı, Türk Mutfak Kültürü üzerine Araştırmalar, No: 30, s. 1- 9, Ankara, 2002)

« önceki sayfa     1    2    [3]