“Nerede o eski Ramazanlar” Nedim Atilla |
|
Nimet Berkok Toygar-Kamil Toygar
Genel Bilgiler
İslâm’ın beş şartından birisi de Ramazan ayında oruç tutmaktır. Oruç, dini bir ibadet olarak insanın belirli bir zaman diliminde bazı şeyleri yapmaktan kendi kendini alıkoymasıdır. Bir başka söyleyişle oruç; niyet ederek imsak vaktinden (tan yerinin ağarmaya başlaması) itibaren güneşin batışına kadarki süre içerisinde yememek, içmemek ve seksüel ilişkide bulunmamak suretiyle yerine getirilen bir ibadettir. Hicretin ikinci yılında Müslümanlara farz kılınmıştır.
Ramazan Hazırlıkları
Ramazan çevresinde gelişen mutfak kültürümüzün önemli bir bölümünü Ramazan hazırlıkları oluşturur. Bugünkü gibi her mevsimde bütün sebze, meyve, kuru yiyeceklerin bulunmadığı eski ramazanlarda iftar ve sahurda yenilecek yemeklerin malzemesi ucuz ve bol bulunduğu mevsimlerde Ramazan ayı için özel olarak hazırlanır ya da satın alınırdı.
Halk arasında ramazanlık ya da ramazaniyelik olarak adlandırılan; önceden toplu olarak satın alınan, üretilip hazırlanan bu yiyecekler özellikle kış aylarına rastlayan Ramazanlarda önem kazanırdı. Geleneksel mutfağımızda başlı başına bir zenginlik gösteren ramazan hazırlıkları şunlardır:
Pastırma, sucuk, kavurma vb. et mamulleri. Yeşil fasulye, patlıcan, kırmızı biber kurutmaları. Çeşitli turşular. Peynir, yağ türleri. Başta tarhana olmak üzere çorbalıklar. Reçel, pestil ve marmelât çeşitleri. Vişne, zerdali, erik vb. hoşaflıklar. Bulgur, erişte, pirinç ve makarnalar. Domates ve biber salçaları, kuru yufkalar vb. ekmek çeşitlerinin hazırlanması.
Ramazanlıkların önemli yanı en az bir ay yetecek ölçüde hazırlanması ya da satın alınmasıydı. Diğer zamanlarda günlük, haftalık ihtiyaç kadar satın alınan un, yağ, şeker en az Ramazan boyunca yetecek ölçüde çuval ve tenekelerle satın alınırdı. Buna bazı yörelerimizde ramazan tedariki de denirdi.
Geçen yüzyılın başlarında İstanbul hayatı hakkında önemli bilgiler veren “Osmanlı Adet, Merasim ve Tabirleri” adlı eserinde Abdülaziz Bey, Ramazan hazırlıklarını şöyle anlatır:
“Bütün İslam dünyasında ve Osmanlı ülkesinde Ramazan ayına çok önem verilirdi. İki-üç ay kala her evde hazırlık ve tedarik başlar. Halk sair günlere ait erzak ve ev ihtiyaçlarına ek olarak, imkânları nispetinde reçeller, sucuk veya pastırma, zeytin, peynirler, şerbetlik şekerler, şuruplar, kâfi miktarda şeker ve hoşaflıklar, güllaç, çorbalıklar alır, ayrıca hanedeki sahan, tencere, sini gibi bakır kapların hepsi kalaylanır, hallaçlar çağrılır, yatak takımlarının yün ve pamukları attırılırdı. Kübera yeni kürkler, elbiseler ve seccadeler alır, hanımlar Ramazanda giymek için kendilerine ve cariyelerine elbiseler yaptırırlar, hatta kibarların bazıları oda döşemelerini bile yeniletirlerdi. Yine herkes kudretine göre Ramazanda kullanılmak üzere zarif kahve zarf ve fincanları, su bardakları, kıymetli kaşıklar alır, çocukların hoşlarına gitsin diye sapı düdüklü kaşıklar tedarik edilir, elbiseler diktirilirdi. Çarşı pazarlarda bakkallar demet demet renkli bağlara bağlanmış güllaçlar, sucuk veya pastırmalar asar ve her türlü erzaklarını teşhir eder, şekerci dükkânlarında türlü reçel numuneleri birer ufak tabak içine konur, dükkânlar envai şerbetlik, şekerler ve haması denen şerbetliklerle tezyin edilirdi. Tütüncü dükkânları Ramazan ayı için âlâ Boğça, Yenice ve Samsun tütünleri kıyar, elvan kâğıtlara koyup hazırlarlardı. Bütün mahallelerdeki kahvehaneler silinir, camları temizlenir, hayalciler ve zuhuri kolları icrayı sanat etmek için Dersaadet’in kalabalık yerlerindeki büyük kahveleri kiralarlardı.
Bir tarafta da çorbalara ekmek için çeşitli baharat sergilenir. Kur’an-ı Kerim okunurken yakmak üzere ödağacı, kurs, anber kabuğu gibi buhurlar; tablalar üstünde ağzı pamukla kapatılmış olan çok sayıda küçük şişeler içinde bumbar denen yemekle beraber yenen hardallar; iftarda oruç bozmak için hurma ile çeşit çeşit baharlı elvan renk şekerler bulundurulurdu. Yine bu cami kapılarının dışında tablalarda çeşit çeşit simitler, çörekler ve Ramazan pideleri yer alırdı.”
Hali vakti yerinde olanların hısım ve akrabaya, konu komşuya ramazanlık göndermesi adettendi. Bugün birçok fabrika ve işyerinde Ramazan öncesinde işyeri sahiplerinin çalışanlarına ramazanlık dağıtması o eski geleneğin yaşayan bir uzantısı olarak değerlendirilebilir.