Mutfak Terimleri Sözlüğü
Mutfak Terimleri Sözlüğü

Ara:

ç ğ ı ö ş ü Ç Ğ İ Ö Ş Ü
Kelime Açıklama
Açmak1.Daha az koyu hale getirmek.”yoğurdu su katarak açacaksın.” 2. Özellikle hamur pazılarını oklava vasıtasıyla yufka haline getirmek.”Mantı için biraz hamur açacağım.”
AbSu.
AğdaŞekerin az suyla kaynayarak koyulması.
AğdalaşmakAğda haline dönüşme durumu.”Şerbeti kaynatarak ağdalaştıracaksın.”
AğıdŞurup.
AğızDoğumdan sonra ilk sağılan koyu inek sütü.
AğızDefa, kez, kere, sefer, yol. “Bu fırın günde on ağız ekmek çıkarır.”
Ağız dolusuAğzın alabildiği kadar.
AkAyran.
AkıtKaynatılarak koyulaştırılan pekmez. Yumurta ile yapılan bir tür krep.
AktaraçSaçta pişen ekmek ya da börekleri çevirmeye yarayan alet.
AlazlamakBazı yiyeceklerin yüzünü alevden geçirmek.
Alevde pişirmekBazı yiyeceklerin ateşin ışık vererek yanması durumundaki pişirme şekli.
AluçaBir çeşit erik.
AnarNar.
Anber1. Ana balığın bağırsaklarında toplanan yumuşak kül renginde bir madde;  2. Güzel koku.
AnıkNane.
AnikYağ ile soğanın kavrulması.
AnuğKokulu ot.
Arpacık soğanıKüçük soğan.”Salataya arpacık soğanlarından koyarsan daha lezzetli olur.”
ArtımlıPirinç gibi bazı besin maddelerinin piştiği zaman şişerek miktarının artmış gibi görünmesi.
AşçıbaşıAşçıların reisi.
AşılamakSoğuğa sıcak, sıcağa soğuk su katmak.
AşlıkErzak deposu, kiler.
AşmaBakırdan yapılmış silindir şeklinde kova.
AşyağıTereyağı.
AvcarlamakOvmak, yoğurmak. ”Salataya koyacağın soğanın acısını almak için avcarlayacaksın.”
AvkırmakOvmak.
Ayvan(=Eyvan)Binaların ikinci katında, anbar önünde sebze ve meyve kurutmaya mahsus ve önü balkonlu yazlık ev.
BörttürmekSebzeleri yağda, suda ateş üzerinde bir süre tutarak  yumuşatmak.Kuru ısıda bir süre tutarak yumuşatmak.
Ba’dehuOndan sonra.
BadyaAğzı geniş yayvan ve sığ toprak kap.
BağDemet, bağlam: Ekin bağı, ot bağı.
BağlamDemet. “Bir bağlam dereotu yeter.”
BağlamakSalçayı koyulaştırmak için yumurta, un vb. şeyler ilavesiyle karıştıra karıştıra uygunlaştırmak, gereğince kıvama getirmek.
BaharDaha çok tatlılarda kullanılan tarçın, karanfil vb. baharat türleri.
BahdenizMaydanoz.
BakliyatBakla, kuru fasulye, nohut gibi taneli sebzelere verilen genel ad.
BakraçKulplu bakır kap; su bakracı; tulumba bakracı.
BalŞerbet, şurup.
BanaduraDomates.
Bardak1.Kulplu ve emzikli toprak su kabı. 2.Kimi kez bu kapak ve tabak la birlikte kulplu içki kadehi, maşrabası. 3. Bugünkü anlamda bardak.
Bardak dolusuBardağın silme alabileceği miktar.”Bir bardak dolusu zeytinyağını tavaya dökeceksin.”
BasmacaKayısı kurusu.
BastıPatlıcan veya kabakla yapılmış bir yemek.
BastıkPestil.
Baş1.(İnsan, hayvan ve kimi nesnelerin sayımında kullanılan) tane: On baş sığır;bir baş soğan. 2.Dilim: Bir baş peydir ver. 3.Ölçüde, tartıda tahminin üstünde çıkan kısım.
BatmanMiktarı yer yer değişen eski bir ağırlık ölçüsü.”Helva karmak için bir batman yağ gerekiyor.”
BedenBakır küçük sahan.
Bezmİçkili, eğlenceli meclis, dernek;
BinlikBin dirhemlik; bir dirhem sıvı alan/şarap, zeytinyağı vb.) büyük şişe.
BitiBir çeşit dikenli ot.
Boğça (Bohça)Uçları bir yere getirilmiş dört köşe bir sargı, büyük çıkın.
Boğum(Pastırmacılıkta)bir çift sucuk.
Borani1.Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde üzerine yoğurt dökülen yemekler için kullanılır. 2.Yoğurtlu mantı tatar yemeği.
Bostan1.Sebze bahçesi. 2.Kavun, karpuz.
Boza kıvamıSıvı türünden yiyecek maddelerinde koyu ve bulanık olma hali.”Üzerine biraz da un ekleyerek boza kıvamına getirilir.”
BozartmaEtin ilk piştiği an.
BozbaşıEtli yemek;nohutlu et yemeği.
CüraYudum.
CengeÜzüm, hurma salkımı.
Ceviz boyuCeviz büyüklüğünde hamur topağı.
CezveGenellikle kahve pişirme aracı olan cezve, halk mutfağında ölçü birimi olarak. da kullanılmaktadır.”Bir cezve sütü üstüne döküver.”
Cımbıt1.Üzüm salkımı. 2.Üzüm salkımındaki küçük salkımcıklar.
CıngırtmaUn, yağ, yumurta ile kavrulmuş kahvaltılık.
CıvıkFazla suya karıştığı için biçimini koruyamayacak kadar sulanmış hamur.
Cıvıl peynirYağsız olduğu için bir adı da dinsiz olan Erzurum’a özgü beyaz tel peyniri.
CuruSulu.
CurultmakSulandırmak.
ÇömçeKepçe, büyük tahta kaşık.
ÇütÇift.
ÇakılmazÜzerine yoğurt ve bal katılan tereyağlı omlet.
Çamçak1.Camdan su kabı;büyüğü matsala. 2.Tahta kepçe. 3.Tahtadan bir su kabı ya da tahtası.
ÇanakTopraktan yapılan ve fırında pişirilen her türlü kaplar;bilinen toprak tabak;yassı kap;göveç, kase tas.
Çay kaşığıÇaya şeker katıp karıştırmak için kullanılan genellikle standart ölçüde kaşık çeşidi.” İçine bir çay kaşığı limon damlatacaksın.”
ÇedeneKendir, kenevir tohumu.
ÇelemŞalgam.
ÇengelAğaç ya da metalden yapılmış yiyecek askısı.
Çeper1.Çit. 2.Sebze bahçesi.
ÇerplemeHaşlanmış etin salçalı; yağda pişirilmesi.
ÇevirmeKuzu, oğlak gibi hayvanların şişte, kor ateş üzerinde çevrilerek pişirilme şekli.
ÇıkınSofra bezi.
ÇırpmakYumurta, yoğurt vb besin maddelerini bir başka aygıt vasıtasıyla özemek.
ÇimcikBaş parmakla işaret parmağının ucu arasına alınabilen miktar. “Bir çimcik tuz.”
ÇimdikBaşparmakla işaret parmağı arasında tutulabilecek kadar.
Çintmek/ ÇentmekÇok ince ve çok küçük doğramak.
ÇirtmekÇok ince ve küçük doğramak.
ÇitmikBir üzüm salkımının ayrıldığı küçük kollarından her biri;ufak ufak salkımlar, cımbıt.
ÇokalKaba ve kalın sırlanmış toprak kap.
Çorba kaşığıÇorba içmek için kullanılan, tahta, metal vb. kaşık çeşidi.
ÇorttiLahana turşusu.
Döğme1.Döğülüp kabuğu çıkarılmış buğday. 2.Kepeği alınan pilavdan yapılan yemek.
DöndermeMayasız hamurdan yapılan ve yağda kızartılan pide.
Dörek OtuDere otu.
DöşGöğüs, bağır;kucak;vardon;karın boşluğu;kaba et.
DövmeçYağda kızartılmış pestil.
DübekDibek.
DüğürcekBulgurun en ufak cinsi.
DürümBükülmüş ya da kıvrılmış nesne ya da yiyecek; dürülüp tomar edilmiş yiyecek ya da nesne.
DüşükEkmeğin yarısının tandırda kalması.
DüvenHarmanda ekinlerin sapı ve tanelerini ayırmak için kullanılan, önüne koşulan hayvanlarla çekilen, altında keskin çakmak taşları bulunan kazık biçiminde araç.
DağarOmuza ya da sırta takılır büyük deri torba.
DağarcıkOmuza ya da arkaya takılan deri çoban çantası.
DahanDehan, ağız.
Dalak1.Petek, bozulmamış bal peteği, kovanın yanlarındaki küçük beyaz bal peteği. 2.Doğranmamış peynir parçası. 3.Tekerlek biçiminde kaşar peyniri.
DamacanaBinlik; çevresi hasırlı büyük karınlı şişe.
DamlaSıvı besin maddelerinde küçücük bir yuvarlak durumunda düşen miktar.
DaraklıEtin fileto kısmı.
DarpKarın zarı.
DavarKoyun ve keçi.
Debe1.Dibi yuvarlak, ağar-devrilmez bir tür bakraç;bal, yağ çömleği, cıva bardağı. 2.Ağzı dar, altı geniş kapaklı yağ kabı. 3.Sıvılar için kullanılan yuvarlak ve yayvan dipli kap.
DeğirmenKahve biber vb. çekmek için el değirmeni
DelemeYağı alınmış, çiğ sütten yapılan peynir.
DemetBir türden olan nesnelerin bir araya getirilip bağlanmışı; deste; biçilmiş ekin destesi; ince odun ve çalı demeti; buğday demeti; çiçek demeti.
Demlemek1.(çayı) Kaynar suyun içine attıktan sonra renk ve koku vermesi için bekletmek.”Çok demli çay dokunur.” 2.Pilavın piştikten sonra kıvamına gelmesi için beklemesi gereken zaman.”Pilavı pişirdikten sonra bir süre dinlendireceksin.”
Denk1.Bir hayvan(deve, at, katır, eşek) yükünün yarısı. 2.Bir hayvan yükünü dengede tutan iki yarısından her birisi.
Deste1. Demet, bağ, top, tutam. 2.Yirmi dörtlük kağıt paketi.
DestiTopraktan yapılmış kulplu su, şarap vb.kap.
DığanYağ tenceresi.
DıkılmakTıkınmak, yemek yemek.
DıkımBir seferde ağza alınabilecek miktarda besin maddesi.
DıskaTutam.
Dibini kaplayacak kadarYemek pişirilecek kabın alt yüzünü kaplayacak ölçüde yağ, su veya besin maddesi.
DidmekDidiklemek.Pişirilen etleri çekiştire çekiştire parçalayarak ufaltmak.
Dilim1.Özellikle ekmekleri uzunlamasına kesme şekli.”Dilimlenmiş ekmeklerin üzerine çemenli suyu gezdiriniz.” 2.Bir nesneden dil uzunluğunda kesilmiş olan dar parça:Ekmek dilimi. 3.Kimi meyvelerin içinde kendiliğinden bölünmüş olan parçalar: Mandalin, portakal dilimi.
DirgitBuğday, nohut, mısır vb. tahılların haşlanarak üzerine ceviz, haşhaş vb. konarak yenmesi. Diş hediği.
DişDişe benzeyen nesneler için kullanılır. Bir çok sebze ve meyvenin her bir iri çekirdeği için de kullanılır. Sarımsak dişi vb.
DivlekKavun.
DoğramakÇeşitli besin maddelerini keserek küçük parçalara ayırmak.
DondurmakBazı yiyecek maddelerini soğutarak katı duruma getirmek.
DoyumlukDoyacak miktarda olan.
Dudak payıBardak ya da fincan gibi kapları, ağza kadar doldurmayıp  3-4 mm derinliğinde boş yer bırakmak.
Efir yüfürOt dalları.
EğişKesecek, kesmeye yarayan alet.
Ehl-i keyfKeyif ehli.
Ekmek(eylem olarak): Yiyecek ve içeceklerin üstüne tuz, biber vb. baharatları serpmek. “Cacığın üzerine nane ekeriz.”
EkşiliTurşu.
El1.Bir elin kavrayacağı miktar. 2.Bir el: Beş tane: yüz el bamya.
El ayarıHalk mutfağında yemeklerin çağdaş ölçülere göre değil, önceki deneyimlere göre pişirilmesi.”
El bastımıBir ele sığabilen, bir avuç, bir tutam.
ElpezeDeste, demet.
ElvanRengarenk, alacalı.
Erişteİnce kıyılmış, kurutulmuş hamur.
EşkiEkşi.
Etli hangelMantı.
EtmekEkmek.
EysıranHamur işlerinde kullanılan alet.
EzmekBesin maddelerini baskı altında şekil değiştirtmek.
FaslaBüyük parça et.
FerfeneOrtaklaşa yapılan yemekli içkili toplantı.
FetirKalın ekmek.
FıçıBadya, tekne, varil.Uzunluğuna kesilmiş tahta parçalarından yapılan ve üzerine ağaç ya da demir çember getirilen kap.
Fındık içiİçi fındık büyüklüğünde besin maddelerini belirlemek için kullanılır.
FincanKahve ya da çay içilen kap.
Firik1.Taze. 2.Olgunlaşmaya başlayan tahıl.
FiskeParmaklardan birinin ucunu baş parmağın başına iliştirip birden bire ileriye fırlatarak yapılan vuruşla dağıtılan miktar.
Fişek25 gram ağırlığında fişek biçimi tütün paketi.
Fokurdayıncaya kadar kaynatmakFokur, fokur ses çıkararak pişirme.
FurunFırında bir ağızda çıkarılan ekmek.
Futaİki dibinden açık, pazara üzüm götürmeye yarayan varil;üzüm varili.
GöbelekBir çeşit yenilebilen mantar.
GömeçEbegömeci.
GöynükUfak kap;deveden süt sağılan torba, süt tulumu;süt tuluğu;kıl yoğurt torbası.Arpa torbası anlamına da gelir.
Göz ayarı/kararıHalk mutfağında standart ölçü birimleri yerine daha önceki deneyimlerden kazanılan ölçme şekli.
Göz göz  oluncaya kadarPilav gibi bazı yemekler piştikten sonra üzerinde göz büyüklüğünde deliklerin oluşması.
Güğüm1.Bakır desti; musluklu güğüm; asma güğüm; sahlepçi güğüm; şerbetçi güğümü; 2.Bakır su ibriği.
Güvey YemeğiAntalya’da düğün günü oğlan evinin verdiği  yemek: Terbiyeli pirinç çorbası, etli fasulye veya patates, üzeri etli pilav, keşkek, irmik helvası zerdeden kuruludur.
GabartlamaMayalı hamur ile yapılan kızartma.
GavurgaKavrulmuş buğday, mısır, arpa.
Gece YemeğiIsparta’da ölü için ilk senesi içinde bir davet yemeği. Bu yemekte kabune atıldığı gibi ölünün sevdiği yemekler de yapılabilir.
Gelin Alıcı YemeğiKütahya’da düğün günü oğlan evinde yapılan yemek.
Gelin boğanBulgurun en ufak cinsi (düğürcek).
GelinceMayalanınca.
GendimeDövme de denilen aşurelik buğday.
GerdelKonağın geniş ve boysuz olanı; süt ya da benzeri nesneler koy - maya, hayvanlara yem vermeye yarayan kova biçiminde tahta kap.
GerinLezzetsiz acı su.
GezdirmekBir şeyin üzerinde dolaştırarak dökmek.
GiliçEkşili, terbiyeli köfte.
GilişPütürlü.
GolotOcakta ve tandırda yapılan yemek.
Guşhane(=Guşgana)Tencere.
GuymakMısırla yapılan yemek.
HörreUnla yapılan bir çorba.
Hörre aşıUn kavurması yemeği.
HöşmerimEt ve yumurta ile yapılan bir çeşit yemek; peynir helvası.
HabbeTahıl tanesi (lokma anlamına da kullanılır).
Hafif ateşYiyecekleri az ateşte pişirme şekli.”Pilavı hafif ateşte yapacaksın.”
Halka çekmekSoğanın halka halka doğranması şekli.”Soğanı halka çevirerek doğrayacaksın.”
HangelMantı.
HaralBüyük çuval.
Harar1.Pek büyük meşinli çuval, kıl çuval. 2.Büyük sepet ya da küfe.
Harlı ateşHarıl harıl yanan ateş.
Harman1.Döğülmüş tahıl yığını. 2.Döğülmüş fakat henüz samandan ve kavuzdan ayrılmamış tahıl yığını.
HarmutSıcak suyu ılıştırmak için ayrılan soğuk su.
HarnupKeçi boynuzu.
HarşoMısır unu ve soğandan yapılan bir çeşit yemek.
HasideUn, şeker ile yapılan, üzerine tereyağı dökülen tatlı.
HastaPekmezle yapılan helva.
HasubaŞekerli kaymak.
HasutaMısır unu, pekmez, yağ ve nişasta ile yapılan bir çeşit yemek.
HaşgeçHaşhaş.
HaşılYumurta ve unla hazırlanan bulamaç.
HaşilBulgur yemeğinin sulusu.
Haşlanıncaya kadarKaynatıp ya da üzerine yakılmış yağ dökülerek pişirme şekli.”Haşlanmış yemekler ihtiyar içindir.”
Helim aşıKeşkeklik, buğday ve baharatla yapılan aş.
Heliseİçi temizlenmiş hindi, ya da kuzu ile keşkeklik buğday yağ konularak hepsi eriyip bir kıvama gelinceye kadar pişirilen güç verici yemek.
Helkeİçerisinde süt, ayran vb. sıvı maddeler taşınan madeni kap.
HelpikYumuşak.
Helva BasmakHelva yapmak.
HerleSu veya yağa kavut dökerek kavrularak yapılır.
HernubKeçi boynuzu yemiş.
HevenkBirçok salkımlardan yapılan askı;uzun bir deyneye bağlanmış üzüm, elma, armut vb. meyveler dizisi, demeti.
Heybe1.Giyecek konacak iki torbalı hurç. 2.Atın eğerinden geçirilip eşya konan iki tarafı kese, eğer çantası. 3.İçinde gezginin eşyası taşınan bir büyük deri çuval ya da çanta.
Heybe gözüHalk arasında bazı yiyecek. maddelerinin ödünç alımında kullanılır.Heybe gözünün alabileceği kadar.
HılaYaygı, büyük örtü.
HıngelMantı.
HışikDut kurusu.
HıtapKömbenin bir diğer adı.
Hızır gavutuBuğdayın sac üzerinde kavrulup içine dut kurusu katılarak havanda dövülmesi.
HonEkin biçerken, biçen kişilerin bir defada biçtikleri alana verilen ad.
Hon kesenEkin biçenlerin başında bulunan ve deste başı da denilen kişi.
HoşafKuru meyvelerle yapılan sulu yiyecek.
HurçGönden ya da bezden büyük heybe.
Huş eylemekTatlı yapmak. İçki içmek.
IlgarFiliz, meyve ağaçlarında aşı için kullanılan sürgün.
IlıkSoğukla sıcak arası.
IskıranHamur işlerinde kullanılan bir alet.
İçimBir yudumla içilecek miktar.
İçimlikBir defada içilecek kadar nesne.
İçlemekİç koymak
İki tıkırdayıncaya kadarPişirmede kaynama noktasına ulaşılınca çıkan sese göre pişirme ölçüsü.
İlistirSüzgeç.
İlkyazİlkbahar.
İnce açmakHamur bezelerini oklavayla birkaç mm. Kalınlığında yayvanlaştırmak.
İnce bulgurTaneleri ince, ufak bulgur. Bkz. Simit.
İnce YemeklerKütahya ve Aydın’da yapılan en özenli davet yemeklerine verilen ad.
İnehanÇok yiyen, obur.
İri iri doğramakYiyecek maddelerini büyükçe parçalar halinde kesmek.“Türlü yapacaksan patlıcanları iri iri doğrayacaksın.”
İsotBiber.
KâseYayvan, cam, porselen ya da kristal, kapaklı, kapaksız, kulplu, kulpsuz kap: Çorba kasesi, hoşaf kasesi, tatlı kasesi, kaseli kaşık.
KöremezÇiğ sütle yoğurt karıştırılarak pişirmeden yapılan yemek.
KösültmekYağla soğanı öldürmek.
KöseğiSac üzerinde pişen hamuru çevirmek için kullanılan araç.
KöttüKöfte.
KüfeAğaç biçmesi çıta ve çemberden örme derin sepet, küfün;ağzı açık çit sepet: Ekmekçi, beygir, hamal, rençber, manav, kefesi.
Kül pagaçıSaç içinde pişirilen çörek.
KülahTersine ehram biçiminde kağıttan kap: Çekirdek, leblebi, şeker külahı.
Külah şekerMevlidlerde dağıtılan hazırlanmış külah içindeki şeker.
Külek(güvlek)Tahtadan yapılan, yarım fıçı biçiminde su kovası;sütün sağıldığı kova;yağ koymaya özgü ağaçtan yapılan kutu;kulplu kova, gerdel: Bal pilac, zerde yoğurt kabı.
KünarHelva fıstığı.
KüncüSusam.
KüpKulpsuz, emzikli, ağzı dar ve karınlı büyük toprak kap: Altın küpü sarap küpü, su küpü.
KüpçeğizKüçük küp.
KüpecikUfak küp.
KürekAteş, kar, kül, toprak v.b nesneler almak için kısa ya da uzun saplı, düz ya da kenarlı tahtadan demirden yapılmış bir alet
KütPişirilme tandıra düşen ekmeğe denir.
KütükBir tür kovan.
KüzbereBir tür baharat.
Kadeh-i sahbaŞarap kadehi.
Kahve kaşığıKahve karıştırmak için kullanılan kaşık çeşidi.Kahve kaşığının alacağı miktar.
KalburTahılı samandan ayırmaya yarayan bu aygıt, ceviz gibi yemişlerin değişiminde kullanılır.”
Kalbur hurmaKalbur üzerinde yuvarlanarak şekillendirilen hamur tahtası.
KalıpBazı yiyecek maddelerinde parça anlamında. ”Bir kalıp peynir.”
KamışSürahi.
Kangal1.Büyük, bükülmüş ve toplanmış ip turası. 2.Yün çilesi. 3.Halka. 4.Sucuk gibi tekerlek biçiminde bükülmüş şeylerde parça.
Kapİçine katı ya da sıvı herhangi bir nesne konulan, üzeri kapalı ve örtülü ya da açık, kapaksız, kulplu ya da kulpsuz araç. Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde farklı adlarla karşımıza çıkar: Boru, tüp, çamçak, çanak, çömlek, dağar, gerdel, kadeh, kase, kılıf, kırba, kova, leğen, lüle, mahfaza,
KapamaÇanakta soğanlı etle birlikte, tavada pişirilen nohutlu etli pilav.
Kapama çanağıKapama yapmak için içerisinde et pişirilen toprak kap.
KaramıhBir çeşit böğürtlen.
KarmakToz halindeki besin maddelerini su ile karıştırarak hamur haline getirmek.”
KartolPatates.
Kaşığın burnuÇay, tatlı ve yemek kaşığının uç kısmının alacağı miktar. “Şekeri kaşığın burnuyla dök.”
Kaşık1.Bildiğimiz anlamda türlü büyüklükte kaşık. 2.Değirmencinin öğütme payı alarak aldığı ölçü.
KaşkavalBir peynir çeşidi.
KatTabaka; İki tabaka kağıt. Bütünüyle bir takım giyecek; Bir kat elbise;iki kat çamaşır. Derece, miktar: İki kat yapı. Çarpı, kere: Bir sayının üç katı vs. Büklüm: İki kat yün ipliği. Derece, mertebe: yedi kat el. Altı okka tahıl alan, silindir biçiminde, ağaçtan yapılmış bir tahıl ölçeği.
Kat kat döşemekÜst üste yerleştirmek.”Yufkaların arasını yağlayarak kat kat döşeyeceksin.”
Katıklı çorbaAyranlı çorba.
KavurmakOrta ateşte su katmadan pişirmek.
Kavutİlaç olarak kullanılan kaynatılmış çiçek ya da bitki suyu.
Kayasaİyi mayalanmış, sert ve ince tandır ekmeği.
KayganaOmlet.
KaynarPişirilen yemeklerin ya da sıvıların hırıltılı bir ses çıkararak yüz kısmının oynar hale gelmesi. ”Kaynara batırıp çıkaracaksın.”
KaysefeKayısı dut suda kaynar yağ konulur.
KaysıYumurtanın olgun kaysı kıvamında pişme şekli.
KefKaynayan et suyunun üzerinde biriken köpük.
KelecoşDoğranmış ekmek ya da yufka üzerine kavurma ve yağsız peynir koyarak yapılan yemek.
KeledoşPancar, mercimek, yoğurt veya kurutulmuş çökelekten yapılan yemek.
KelemLahana.
KeliserSacda etin iyice kızartılması ile yapılan yoğurtlu yemek.
KelleToprak ve yumru nesne: Bir kelle şeker;bir kelle peynir.
KemeBir tür orta büyüklükteki patates: Daha çok Güney Doğu Anadolu’da bulunur.
KemisKevgir, süzgeç.
Kendini toplamakYemek malzemesinin pişirilerek belli bir kıvama gelmesi hali.
Kepçe1.Tahtadan, bakırdan, demirden köpük alacak büyük kaşık, kepçe. 2.Çamçak vb. içi oyuk bir alet. 3.Bir kepçenin alabildiği kadar.
KereEritilmiş yağ.
KesikÇökelek.
Kesikli İçAydın’da böreklere konulan çökelekli iç.
KesmecePestil.
KeteYağlı yapılan ekmek.
Ketler1.Kulpsuz, yavan sepet. 2.Küçük fundalık .
KeyveniAşçı.
KırbaGönden su taşımaya yarayan kap, meşin su tulumu.
KırıkÇok az miktar, Ortadan bölünmüş bakliyat için kullanılır.
Kıvam1.Kaynatılarak çok koyu ve yapışkan bir macun durumuna getirilen limonlu şeker eriyiği. 2.Koyuluk, arzu edilen şekil.
KıyımKıyılmış, kesilmiş ya da iri iri parçalanmış bir tek miktar: “Bir kıyım tütün.”
KıymaBıçak ya da özel makineden geçirerek ufaltılmış et.
KıyyeOkka, dört yüz dirhem.
Kibrit çöpü gibi doğramakBazı besin maddelerini kibrit çöpü büyüklüğünde eşit parçalara ayırmak.
KilinderTenekeden ya da çinkodan kulplu iki okkalık bir kap.
Kilit etEtin bütün halinde pişmesi.
KişmişÇekirdeksiz üzüm.
KitirigTandırın duvarda kalan incecik kısmı.
Kitlama çayŞekeri ısırarak ya da ufaltılmış şekerleri ağızda eriterek içilen çay.
KitlamakIsırmak.
KolakasTurpa benzer bir bitki.
KorovaÜzümden yapılan ekşili içecek.
Koruk ekşisiKoruk suyu.
Kot(god)Tahtadan çevresi çemberli tahıl ölçüsü.
Kova(koğa)Demirden, çinkodan, meşinden, tahtadan, tenekeden kulplu taşınır kap.
KoyulaştırmakKıvamlı hale sokmak.
KozCeviz.
Kulak memesiKulağın yumuşak ve kıkırdaksız olan alt ucu kıvamındaki hamur.
KupaKadeh, bardak, kase.
KuruSulu karşıtı.”Kuru kayısı.”
KurutYoğurt süzmesinden kurutularak yapılabilir.Kışın ezilerek çorbalara katılır.
Kurut aşıKurutulmuş çörekten yapılan, soğuğa karşı mukavemet verici aş.
KuşbaşıAşağı yukarı küçük bir kuşun başı büyüklüğünde olan et parçası.”Kuşbaşı  etlerini öldürünceye kadar ateşte kavururuz.
KuşganaKüçük tencere, kap
Kutu1.Çoğu süslü, ufak, türlü türlü kap: Bir kutu lokum. 2.Kilenin sekizde birine eşit tahıl ölçüsü.
KuymakMısırla yapılan bir yiyecek.
Lüle1.Musluk, bir su kemerinden gelen suyu ölçmek için su ölçüsü.dört çuvaldız, bir masura;dört masura bir lüledir. 2.Tütün, akide şekeri v.b nesneleri, kuru yemişleri koymak için kağıttan yapılmış bir külah.
LahimEtli, semizotu.
LakKayısı kurusu.
LalangaYağda pişirilen hamur yemeği veya tatlı.
Lavaş ekmekYufka gibi fakat ondan daha kalın açılarak tandırda pişirilen ekmek.
LazaPek küçük tekne, bal teknesi;en büyük boyda çamaşır ya da hamur teknesi.
LazutMısır.
LengerBüyük, yayvan toprak ya da bakır kap.
LevhYassı, düz.
Lime limeKüçük parçalar halinde.
Livik kurutmasıMısır yaprağına benzeyen yapraklarının tadı ekşi ve buruk olan yemeği yapılan bir çeşit ot kurutması.
LobiyeFasulye.
LoglazTaze veya kuru fasulye, börülce.
LokmaBir seferde yutulacak miktarda yiyecek; ağız dolusu yiyecek; genel olarak yiyecek.
LorÇökelik bulgur yaprağa sarılır.
LutTatlı yemekler.
Macunİzmir’de misafire şeker yerine özel kaplarında ikram edilen çeşitli tatlılar.Sakız macunu vb.
Macun gibiBesin maddelerinin hamur kıvamındaki durumu
MalhıtaMercimek
MamiyeBamya
MancaDüğün yemeği hazırlamak
MaşBaklagillerden yenilebilen bir bitki
MaşrabaGümüş, bakır ya da çinko su içecek kap.
MayYağ, tereyağı. yoğurt.
MertibaniyeBüyük bakır tabak.
Mısırga1.Domates. 2.Tahıl. 3.Darı.
MiniyetEkmek yapımında kullanılan bir tür tahta
MirikDomates
MiyaneYağla unun kavrulması, zaman zaman yoğurt ve yumurtayla da yapılabilir.
Murabbaİzmir’de misafire şeker yerine çeşitli meyvelerden hazırlanarak ikram edilen tatlı.
MurtugaUnu yağda kavurarak yapılan şekersiz helva.
MusakkaUfak parçalar biçiminde doğranmış sebzelerin kuşbaşı, et, kıyma ve soğanla pişirilmesiyle yapılan bir yemek.
Nöbet ŞekeriLöbet şekeri.
NanEkmek.
Nar NerdengiNar ekşisi.
NazirTaze.
Nazlamakİkramlamak, ağırlamak.
NebatNöbet şekeri.
NecerYağ kesen bıçak.
NeviÇeşit.
NiğreçTekne ya da tahtadaki hamuru almaya yarayan demir araç.
OkuyucuDüğüne çağrı yapan kimse.
OmaçHelva; Un çorbası; Undan yapılıp kışa saklanan yiyecek; Pekmez ve ekmek kabuğu ile yapılan ekmek.
Oma/omar kemiğiBel kemiği; Uyluk kemiği; İri kemik.
OmcaBağ, (asma)kütüğü.
OndalıkEskiden üründen ödenen ya da hizmet için verilen vergi ve ücret. Herhangi bir yüzdelik;bir iş, ya da satış karşılığı verilen ücret;komisyon.
OrcikCevizli sucuk.
OvmakBazı besin maddelerinin üzerine basa basa ezmek.
ÖdYürek.
ÖlçüHerhangi bir nesnenin boyunu ya da miktarını öğrenmek için o nesnenin gerçek ölçüsü.
ÖlçekÇeşitli besin maddelerini ölçmede kullanılan birimler.”Bir ölçek un.”
ÖrselemekÇeşitli besin maddelerinin canlılığını giderip, uygun bir şekil almasını sağlamak eylemi.
Övelemek / ufalamakiki el arasında biçimlendirmek.
ÖvezÜvez ağacı ve meyvesi.
ÖvmekUna su serpip elle ovularak yapılan küçük hamur topakları.
Özemek(yoğurdu) Daha ince ve kıvamlı hale getirmek için çırpmak.
PüsküTutam, iki parmak ucuyla tutulacak miktar
Paça Günüdüğünün ertesi günü arkadaşlarıyla kız evine giderek yemek yiyerek hediye alma töreni.
PahaçYuvarlakça taş veya sacda pişirilen mısır ekmeği.
PahnutToz haline getirilmiş kuru dut.
PaketElde götürülecek, ya da yollanacak gibi sarılmış, bağlanmış nesne. Belli sayıda ve miktarda nesnenin konulduğu, çoğu kez mukavvadan kap: Bir paket çay, bir paket sigara.
PalazEtli.
PaluzeBir çeşit pelte tatlısı.
Parça et.Yemeğe konacak etin belli büyüklükte küçük parçalara ayrılması hali.
ParmakParmakla alınan miktar: Bir parmak bal.
Parmak tutamıİki parmağın tutabileceği kadar, kısım.
ParpalamakYağla soğanı ateş üzerinde öldürmek.
PatataPatates.
PayBölük, kıta, parça;bir kimsenin hissesine düşen miktar.
PayamBadem.
PazıYufka açmak için parçalara ayrılan hamur.
PekSağlam, dayanıklı. Hamurda katılık.
PelitMayasız hamur ekmeği.
Pembeleşinceye kadar kavurmakYemeklere konacak soğanın yağda pembe renk alıncaya kadar kavrulması hali
PeskütanTuzlu ayranın kaynatılıp süzdürülmesiyle elde edilen çökelek.
PeyvazPiyaz
PezikYaprak.
PirpirimSemizotu.
Pişi/bişiOrtası delik olmayan hamur.
PişimYemeğin bir kerre kaynaması, kaynayış, pişiş.
PişirimBir kere pişecek miktar;bir tek yemeğe yetecek kadar
PulYuvarlak, ince, küçük.”pul biber.”
PutBir teneke(buğday, yağ). Üç-dört tel ipliğin büküm;hamcı esnafının büktüğü iplik.
RahiyeBal arısı.
RapataTandıra ekmeği koymak için yapılan çaput.
RayihaGüzel koku.
ReyhanGüzel kokulu bir bitki.
SöğürtmeFırında pişmiş ve dövülmüş patlıcan.
SücükYoğurt suyu.
SümüksüNemli, akıcı, yapışkan bir kıvamı anlatır.
SünüberHelva fıstığı.
SünmekKopmadan uzamak hali.
SütlüSütlü aş, sütlaç.
Süve taşıEkmek pişirmede kullanılan dört köşeli yassı taş.
SaçmakBir şeyi hızla ya da çokça yemek üzerine serperek dağıtmak.
SacÜzerinde hamur pişirilen metal.
Sac kavurmaSac ters çevrilip çukur kısmında yupılan et-sebze kavurması.
SahanBakırdan, pirinçten, çiniden, gümüşten v.b yapılmış yayvan ve kapağı düğümlü kap
Saki1) içki toplantılarında içki dağıtan kişi 2)manevi olarak Tanrı’dan alınan aşk şerbetini dağıtan kişi.
SalkımYukardan aşağıya sarkıp duran şey, askı, hevenk, üzüm salkım.
SamsaBaklava dilimi, baklavaya benzer bir tatlı
SamutDereotu.
Sapbitkilerin yaprakları üzerinde tutan gövde kısmı
SasıTatsız, tuzsuz.
SebzevatSebzeli.
SeleSepet, kulplu büyük sepet: Bir sele zeytin.
SenitHamur tahtası
SepetSazdan, uzunluğuna kesilen söğüt dallarında ve hurma liflerinden örme, kulplu ve kulpsuz, küfe gibi büyük kap.
Ser-mestSarhoş.
SerpmekŞuraya buraya dağıtılacak biçimde dökmek.
SıkımKapalı elin aldığı miktar.
SıkmaDürüm.
Sıra YemekleriAfyon’un en özenli davet yemekleri.Bu davette iki yemek bir tatlı sırasıyla kırk yemeğe kadar çıkılabilir.
SırzıntKuşbaşı et kavurması.
SiğerGüveçte türlü yemeği.
SilepçeBakır süzgeç, kevgir.
SilmeDoruklu ve tepeleme olmayan ölçü;ağzı ağzına, dopdolu; kabın kıyısına değin doldurulmuş.
Simitİnce bulgur.
SiniKenarsız büyük tepsi;üzerine yemek konup yenen sofra tablası; yemeklerde masa yerine kullanılan madenden yuvarlak kap.
Sitahanbulgurun yapıldığı yer.
SitilKulplu bakır su kabı;büyük bakraç;kulplu güğüm ve ibrik. Atlara su verilen madenden büyük kova.
SivişFiliz.
SodaKarbonat.
SofraTahtadan ya da madenden masa yerine kullanılan tepsi. Sofra dolusu türlü yemek: ”O gün iki sofra konuk çağırdık.”
Sofra çıkarmakSofra hazırlamak.
SoğukSıcağın karşıtı.
Soharaçİnce doğranmış soğanı yağda kavurarak yapılan yemek.
SomunYuvarlak ekmek;fırında pişmiş mayalı kabarık buğday ekmeği. Hamur topu.
SulandırmakKatı durumdaki bir besin maddesini su katarak yumuşatmak.
SuluSuyu çokça olan.
SurahiEmziksiz ibrik, küçük damacana.
Suyunu çekmesiYemeklerde pişirme neticesindeki su kaybının kaybolması hali.
ŞükkarŞükker, şeker.
ŞakParça, bölüm.
Şebityufka ekmek.
ŞecerAğaç.
ŞemşamerAy çiçeği; yer elması.
ŞerbetBelli olaylar sebebiyle konuklara sunulan şekerli içecek.
Şerbet şekeriİçinde karanfil, baharat ve şekerci boyası bulunan, baklava biçimindeki kırmızı şeker.
ŞıldanKoyun kursağından elde edilen maya.
ŞıraÜzüm suyu.
ŞileBir çeşit bulgur çorbası.
Şişeİçine her türlü sıvı nesneler konan, türlü biçimde ve büyüklükte cam ve billur kap.
ŞiveydizTaze soğan, sarımsak ve etle yapılan bir çeşit yemek.
ŞuleAlev, ateş alevi.
Şurubunu içmekTatlılarda hamurun şerbeti içine alması hal.
Tülbentten geçirmekSüzmek.
TaamYemek.
Taam-ı latifİyi yemek, seçme yemekler.
TabakDüz ka, yassı çamçak;içine ekmek konan, türlü biçimde ve büyüklükte cam ve billur kap. Tabak gibi düz ve yayvan nesne.
Tabak-ı kaymakKaymak tabağı.
TadımlıkBir yiyeceğin tadına bakacak kadar küçük miktar.
Takım YemeğiBurdur’da çeşitli törenlerde verilen bir tür davet yemeği: Pirinç çorbası, çekme(etli pilav), bamya, yazsa yeşil;kışsa kuru fasulya, irmik helvası, bulgur pilavı
TamasKara erik kutusu.
TaneTahılların ya da salkım durumundaki meyvelerin her biri.
Tane tane oluncaya kadarTaneli yemeklerde pişirme kıvamını anlatmak için kullanılır.
TaplamaBazlamaç.
TasYuvarlak dipli maden kap: Çorba tası, hamam tası, sefer tası, su tası. Yarım gaz tenekesinden ibaret bir tahıl ölçüsü.
TaşımYemeğin taşacak kadar kaynaması
TatıkTatacak miktar, yudum;bir çeşni olarak yetecek kadar küçük bir miktar;yemeğin tadını anlayacak kadar alınan küçük miktar.
Tatlı KabukHamur ve tatlılarda kullanılan bir baharat çeşidi
Tatlı kaşığıTatlı yemeğe mahsus kaşık çeşidi
TavlanmakKilo almak, semiz.
TayDenk. At yükünün denk olan bir yanı;hayvan yükünün bir dengi;bir yük hayvanının yarı yükü, balya. Karşı ağırlık, denge unsuru. Okkadan fazla gelen büyük turası.
TekneBer ağaç kütüğünün uzunlamasına oyularak yapılan ve içinde hamur yuğurmak ve çamaşır yıkamak için kullanılan kap; ağaçtan, taştan yayvan, uzunca kap.
Tel tel olmakYemeklerin kıvamında piştiğinde aldığı şekil
TellalBir şeyin satılacağını veya bir haberi halka duyuran kimse.
TenekeKalay kaplı saçtan, tenekeden yapılmış kaplar: Gaz tenekesi, zeytin yağ tenekesi.
Tennurfırın. tandır.
TepelemeDoruklu, tepeleme doldurma;kabın yanlarından taşıp dökülecek biçimde doldurulmuş olan.
Tepsiİçinde hamur işleri kızartılan, yemek yenilen, kahve yada çay gibi şeyler konulan, çoğu madenden ve bakırdan yapılmış düz ve türlü biçimlerde ufak table.
Terbiye etmekEt gibi bazı malzemelerin yumuşamaları için zeytinyağı, soğan, , karabiber, sarımsak gibi baharat ve otlarla bir süre bekletilmesi. Yemeklerin duru olan sularının un, yumurta, yoğurt limon gibi malzemelerle koyulaştırılması.
TerekMutfakta kapların konulduğu yer.
TeştBüyük leğen.
TevekAsma, kabak ve bitkilerin yaprakları
Tezhızlı, çabuk.
TezyinSüsleme.
TınazDövüldükten sonra savrulup taneleri biriktirilmiş ürün yığını.
TikeKüçük küçük doğranmış et parçaları, lokma parçası.
TirtaUn kavurması.
TokluAltı aylıkla bir yaş arasındaki kuzu.
TokurcunKüçük buğday demetleri kümesi, küçük yığın, çeç.
TopHerhangi bir nesnenin bütün kitlesi, Demet
TopakToparlak, yuvarlak, küme ve top halinde olan: Üç topak peynir;bir topak hamur.
TopanYuvarlak.
TorbaKüçük, yuvarlak ve kıldan olmayan çuval, göynük.
ToygaYoğurtlu pirinç buğday ya da bulgur çorbası;hamur yemeği; sebze çorbası.
TozBazı besin maddelerinin gözle seçilemeyecek derecede küçük parçalara ayrılması.
Tulhan/ Tul-haneSüthane, yağhane.
TuluğKoyun ya da keçi tulumu.
TulukDikişsiz kap yaptıkları, bütün çıkarılmış koyun, keçi ve sığır derisi: su tululuğu;bal, pekmez tuluğu.
TulumBir kap olarak kullanılmak üzere hayvandan bütün çıkarılmış deri. İçi kürklü bir giyecek yapmak için hazırlanmış, dörtgen biçiminde bir çift kürk parçası.
TutamEl ve avuçla tutulup alınacak miktar;apaz, avuç, avuç dolusu: Ölçü dört parmak genişliği bir tutamdır.3) Uzun bir nesnenin yumulmuş bir el ile hesaplanan ölçüsü.
TuzlamaYiyeceklerin bir süre bozulmadan saklanmasına yarayan yöntem ve bu yolla hazırlanan  yiyecek.
UğraYufka açılırken hamurun tahtaya yapışmaması için kullanılan kalın un.
UmaçKavurma helvası.
Un ufakÇok küçük parçalara ayrılmak.
UnlamakUna bulamak.
Üç TencereUşak’ta çorba, et, pilavdan kurulu yemeklere verilen ad. Özellikle Aşure pişirildiği gün fakirlere yapılırdı.
ÜnlemekDavet etmek.
Üstü basacak kadarYemeğin üstüne kaplayacak kadar.
ÜstünnenÜzerinden.
ÜtmekTavuk, hindi gibi kümes hayvanlarının alev üzerinden geçirilerek ince tüylerinin temizlenmesi.
Vakt-ı sahurSahur vakti.
Vasf-ı şerbetŞerbet, içilecek tatlı şey; bardakla müshil olarak içilen ilaç; bazı maddelerin suda eritilmişliği.
VelimeKahramanmaraş’ta düğünün dördüncü günü erkeklere verilen davet yemeği: Etli pilav, lahmacun, salata, çarşı tatlısı.
Yağ tavlamakYağ kavurmak.
YağlıkBüyük mendil, çevre.
Yalıngat gözlemeŞebitin yağlanmış hali.
YamakBükülmüş kağıttan ve bezden yumru top, topak. Yoğrulmuş hamuru açmak üzere hazırlanmış ve toprak yapılmış parça, hamur yumağı.
YangaçÇekirdeği çıkarılmış kayısı.
Yanıçİçine ıspanak, peynir ya da yumurta konularak sacda pişirilen bir börek cinsi.
YayıkÖzellikle iki başına bağlı iplerle asılıp sallanarak sütten yağ çıkarmaya yarayan bir tulum: dar ve uzun bir fıçı biçiminde tahtadan yapılmış ve içindeki süt yayık tokmağıyla dövülerek yağ çıkarılan alet.
YaymağıTaze yağ.
YazmakHamur açmak.
YengelikKütahya’da düğün günü kız evinde pişirilen yemekler.
Yepilmekİncelmek.
Yıldız köküYer elması.
YudumBir defada yutulacak miktar.
YuğaOrtası delik geniş ekmek.
YumakKüçük top Hamur.
ZülbiyeYağda pişirilen hamur yemeği.
Zahanİçinde yemek ısıtılan veya yumurta gibi şeyler pişirilen, derinliği az, metal kap.
Zahmaetli pilav.
ZarBazı yiyecek maddelerini küp biçiminde küçük küçük keserek bölmek.
ZenbilHasırdan ya da hurma liflerinden örülmüş kap.
ZerrePek ufak parça.
ZevrakHıyar.
ZeytunZeytin.
ZiniBüyük yuvarlak tepsi, sini.
ZinikKörpe salatalık.
ZironKılçıksız buğday.
ZiyadeArtma, çoğalma. artan, fazla kalan. 3)çok bol. 4) aşırı fazla.

  

Source: http://turkish-cuisine.org/sozluk-8/mutfak-terimleri-sozlugu-65.html