Isparta
A-
A+
Play
Facebook icon
Twitter icon
Printer icon
Email icon
Yalvaç Yöresi Yemek Kültürü

Genellikle kış için hazırlanan yiyecekler evlerde bulunan tel dolap, kiler veya buzdolabında, tarlalardan hasat edilerek kaldırılan buğday, arpa ve bakliyatlar evlerdeki hanay altında bulunan serpinlerde saklanır. Peynir, kızartılmış kaymak yağı, bal gibi yiyecekler toprak tencerelerde veya küçük sırçalı küplerde, plastik bidonlarda ya da cam kavanozlarda serin bir yerde muhafaza edilir.

Kışlık Hazırlanan Yiyecekler

Yöreden yöreye farklılık gösteren kışlık hazırlıkları, geleneksel Yalvaç mutfağında, genellikle ilkbahar, yaz ve sonbahar mevsimlerinde başlar. Mevsimlerinde yetişen taze meyve ve sebzelerin lezzetleri, taze iken daha farklı olsa da, kurumuş  halde mis gibi kokularıyla apayrı bir lezzet oluştururlar.

Sebze ve meyveler kurutularak, turşu, salamura, reçel ve pekmez yaparak saklanır. Ayrıca kışlık ekmeklik ve böreklik yufkalar, küplerde saklanan peynir çökelekleri vb. yiyecekler hazırlanarak, serin ve havadar bir yerde cinsine göre farklı şekilde muhafaza edilir.

Yaz mevsiminde ise, domates ve kırmızı biberlerden, tepsi, sini, tülbent, süzgeç kullanılarak salça yapılır ve cam kavanozlara veya plastik bidonlara doldurularak kışın tüketmek üzere serin yerde saklanır. Pastırma yazı denilen Ekim ve Kasım aylarında kışın yemeklerde kullanılmak üzere sızgıç ve pastırmalar hazırlanarak serin yerlerde muhafaza edilerek gerektiğinde kışın kullanılmak üzere saklanır.

Özel Günlerde Yapılan Yiyecekler

Yalvaç’ta bayram, nişan, düğün, hıdırellez, çocuğun diş çıkarması, doğum, üç aylar, muharrem ayı gibi özel günlerde yapılan, farklı anlamlarla yüklü özel yiyecek ve içecekler vardır. Bu yemekler genellikle o günlerde pişirilir. Bu özel günlerde yapılan seçkin yiyecek  ve içecekler arasında; hamursuz, su böreği güllaç, kesmik baklavası, pişi, diş göllesi, loğusa şerbeti, loğusa peltesi, loğusa çorbası, aşure ve hıdırellez buğdayı yer alır.

Şerbet içimi (nişan) ve düğünlerde ağız tadı olsun diye, büyük dürünün içine hamursuz, su böreği, güllaç, pişmiş tavuk ve kesmik baklavası; sinisiyle hazırlanarak oğlan evine gönderilir. Bayramlarda ise, yeni evlenen çift, bayramın ikinci gününde kız evine gider. Sofrada yemek sırası ceviz baklavası ve su böreğine geldiği zaman, siniler hiç bozulmadan damadın önüne konur. İlk olarak damat yer ve sonrasında diğer aile fertleri yemeye başlar.

Her yıl mayısın altısında her yerde olduğu gibi, Yalvaç’ta da baharın gelişini kutlamak için hıdırellez şenlikleri yapılır. Bu şenlikler kapsamında hıdırellezin birinci günü hıdırellez buğdayı pişirilir. Hıdırellez buğdayının malzemeleri, çocukların ilk diş çıkardığında yapılan diş göllesiyle aynıdır. Sadece malzemlerin toparlanışı, niçin yapıldığı ve pişirilen kaplar farklıdır.

Diş göllesi, çocuğun ilk dişi çıktığında, çocuğun dişlerinin sırma gibi olması için annesi tarafında evde bulunan; buğday, nohut ve ka fasulyeden pişirilerek, davet edilen akrabalar ve komşulara ikram edilir. Hıdırellez buğdayı ise, hıdırellezin bolluk ve bereket getirmesi  için arife günü tüm mahalleden belirli ölçeklerde (taslarda) birleştirilerek, hıdırellezin birinci günü kalaylı bakır kazanlar içersinde pişirilir ve tüm mahalleye ve gelen misafirlere dağıtılır.

 Yeni doğum yapmış kadına ziyarete giden, akrabalar ve komşulara loğusa şerbeti ikram edilir. Doğum yapan kadına, sütünün artması  ve perhiz yapması için ilk olarak loğusa çorbası ve loğusa peltesi yedirilir.

Üç aylara girildiği günden başlayarak, ramazan ayının sonuna kadar yani arife gününe kadar, ölmüşlerin canına değsin diye mayalı hamurdan pişi yapılarak akrabalar ve komşulara dağıtılır. Halk arasında aşure ayı denilen Muharrem ayında ise herkes, evinde bulunan malzemelerden aşure pişirerek akrabalar ve komşulara dağıtır.

Kaynak:

Yöresel Yalvaç Yemekleri, Yalvaç Belediyesi Kültür Yayını, 2011

« önceki sayfa     1    [2]